Ayaklarım Üşüyor... Hem de Çokkk...

Ayaklarım Üşüyor... Hem de Çokkk...

Bugünlerde şamarı yediği halde, karşısındaki gözünün içine baka baka ikinci şamarı vurmak için elini kaldırdığı halde şamarı vuranın gözünün içine içine bakarak, canının yandığını söylemeyi kendine yediremeyip "Acımadı ki, acımadı ki...!" diyen çocuk gibiyiz. Bir kuytuya çekilerek başını ellerinin arasına alıp koca adam gibi düşüncelere daldığında bile ağlamayan bir çocuk. Ağladığında kendisini anlayan birinin olduğuna dair bir umudu olmadığı içindir belki de bu hali. Tam tersi gerçek ruh halini yansıttığında durumun aleyhine kullanılabilme ihtimalini göz önünde bulundurmasındandır belki. O nedenle, aynı ruh halinde devam, aynı sözü söylemeye...

"ACIMADI Kİ... ACIMADI Kİİİ...!"

Ama ben, derin acıları içeren, uzun süreli ve acısı kalıcı olaylarda “Acımadı ki!” diyemiyorum. İçinde bulunduğumuz durumdan mütevellit duyduğum, üzüntü, kaygı, kızgınlık, kırgınlık, bütün hücrelerimi öylesine sarıyor ki; ayaklarım çok üşüyor, adeta buz tutuyor. Ne yapsam ısınamıyorum. 1998 Adana depremini yaşayan biri olarak, 6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ilimizi etkileyen, Kahramanmaraş merkezli 7.8, 7.7 şiddetindeki asrın felaketi olarak nitelendirilen depremi oradaki şiddette olmasa da Ankara’da da hissettik. O günden beri, ayaklarım ısınmıyor hiç. Çok üşüyor. Hem de çokk...

Isıtmak için sıcak su torbası kullanıyorum. Çorabın üstüne patik giyiyorum. En son kalorifer peteklerinin önüne bir tabure koyup ayaklarımın tabanını dakikalarca peteklere dayıyorum ısınsın diye. Sıcacık peteklerde birkaç dakika sonra yanması gerekirken, ısındıkça daha çok üşüyorum sanki. Isındıkça içim üşüyor sanki. Sebebi belli… İçimde bir yerler üşüyor çünkü… İçimde memleketim üşüyor çünkü… İçimde binlerce insan üşüyor çünkü.. Depreme maruz kalan, sele maruz kalan, depremde yakınlarını kaybeden insanlar üşüyor çünkü… Onların da içleri üşüyor çünkü… Ne zaman ki; onların içleri ısınır, içimdeki memleketim, içimdeki insanlar ısınır, benim de ayaklarım ve içim ısınır. Maalesef görünen o ki; yaraların sarılması, içimizin ısınması oldukça uzun zaman alacak. Ya sabır… Ya Allah!

Yüce dinimizde adalet ve dürüstlük adına  her şey bu kadar net iken, kanunlarda her şeyin işleyişi, işleyişi anında her şeyin sınırları gayet açık belirlenmişken, etrafımızda olanlara bu kadar kayıtsız kaldığımız için, görüp de görmezden, bilip de bilmezden geldiğimiz, sustuğumuz, pıstığımız her şey için hepimiz suçluyuz.

Tabak bile kırılmayan binanın müteahhiti Akın Öncül, açıklıyor:

“Her şeyi kuralına göre yaptım. Deprem değil, bina öldürüyor.”

Bilge Kağan, binlerce yıl önce uyarmıştı.

“Ey Türk, bilgi bilmez kişinin ardına düşme. Aç, sefil, çıplak, yurtsuz kalırsın.”

“KORKMA”

diye başlayan bir İstiklâl Marşımız var, ama Allah’tan korkmaz iken kulundan korkuyoruz. O korkuyla doğru yoldan sapıyoruz, doğruları unutuyoruz.

“OKU”

diye başlayan bir kutsal kitabımız var, ama bir ayetini dahi doğru okuyup, doğru anlayıp, doğru uygulamıyoruz. Her geçen gün kutsal kitabımızın doğrularından uzaklaştığımız gibi kendimize göre yarattığımız uyduruk şeyleri din kisvesinde dayatıyoruz. Allah, birilerine akıl, bize de sabır versin, inşallah. Amin.

Bir TV kanalı, yıl içinde 20 defa yayın ihlali yapmış, gene de akıllanmamış. Bazılarının olaylara yaklaşımı, bu TV kanalının durumuna benziyor. Yanlış olduğunu bile bile hata üstüne hata yapmalara doymuyorlar. Çünkü çıkarları ağır basıyor. Bu TV kanalının aldığı gibi bir ceza da aldıkları yok üstelik! O nedenle, oldukça rahat bir şekilde hata yapmaya devam ediyorlar. Yeter ki; yaptıkları şey, çıkarlarına uygun düşsün. İşlerine yarasın. Vicdan, merhamet, akıl hak getire! Yüce Allah da sonumuzu hayır getire!

Kurtaracaksa bu milleti, yine bu milletin vatanına milletine duyduğu sevdası kurtaracak!

Yaralı kalplerin sebebi olanlar, her iki cihanda gün yüzü görmesinler.

Böylesine zor günlerde şucu bucu demeden, ayrım yapmaksızın, milletin acısına ağrısına ortak olan, yaralarını sarmak, dertlerine deva olmak için maddî manevî her türlü çabalarını ortaya koyan, umut veren, umut aşılayan herkesten Allah razı olsun, her iki cihanda selamet versin, inşallah. Zira, her şeyimizi kaybetsek bile umudumuzu kaybetmemeliyiz. Umudumuz varsa, hayallerimiz vardır. Hayallerimiz varsa, daha yapacak çok işimiz vardır, yürünecek yolumuz, ulaşacak hedeflerimiz vardır. Hedeflerimiz varsa, yaşamak için sebebimiz vardır.

“İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN!”

 

ŞEYH  EDEBALİ

Şeyh Edebali, ne güzel demiş!

Ama her şey yine anlayana tabii…!

Bilge insanların sözlerinin kıymeti bilinip ona göre davranılsa idi, şu anda yaşadığımız sıkıntıların pek çoğunu yaşamıyor olurduk. Ne insanı, dolayısıyla ne de devleti düşünen var! Herkes; kendi çıkarının, hırsının peşinde koşup duruyor. Allah ıslah etsin, inşallah. Amin.

Hristiyanlar Noel’de %50 indirim yaparken, Müslümanlar Ramazan’da %200 zam yapıyorlar.

Maalesef ki, depremi bile fırsata çevirmeye kalktılar vicdansızlar. Bir depremzedeye 7500 TL denilen kira, bir saat sonra 8500 TL ye çıkarılıyor. Sabah 100 TL olan battaniye öğleden sonra 300, 400 TL ye satılıyor. “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz”derler ya, aynen öyle. En zor günlerde bile kötü yine kötülüğünü yapıyor yani. Allah ıslah etsin. UMARIM BU RAMAZAN AYINDA DA FIRSATÇI, VİCDANSIZ ESNAFLAR YİNE AYNI ŞEYİ YAPIP HER ŞEYE %200 ZAM YAPMAZLAR İNŞALLAH.

DEPREM BÖLGESİNDE HAYATINI KAYBEDEN TÜM İNSANLARIMIZIN MEKANI CENNET OLSUN, ALLAH YAKINLARINA SABIR VERSİN, YARALILARA ŞİFALAR VERSİN, ÖNCELİKLE DEPREM BÖLGESİNDEKİ İNSANLARIMIZA VE TÜM MİLLETİMİZE GEÇMİŞ OLSUN. RABB’İM CÜMLEMİZİN YÂR VE YARDIMCISI OLSUN, BİR DAHA BÖYLE FELAKETLER YAŞATMASIN, İNŞALLAH. AMİN

HAYIRLI RAMAZANLAR

Saygı ve sevgilerimle...

 


 

Instagram: perihan_metin_33

 

Etiketler: kitap, köşe yazısı, perihanmetin
Mart 27, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız.