Kampfplatz Sayı 14 - Nota Bene Dergisi
Kampfplatz Sayı 14 - Nota Bene Dergisi

Kampfplatz Sayı 14 - Nota Bene Dergisi (9772667756002)

0,00
Yayınevi - Tedarikçi : Nota Bene Yayınları
İndirim Oranı : %19 İndirim
Fiyat : ₺100,00
İndirimli : ₺81,00
Stoklarda Bulunan Adet : 2
Barkod : 9772667756002

Nota Bene Yayınları

Herkes duydu mu haberi? Birilerini kızdıracak bu haber eşitliğin ulaşılacak bir hedef değil, her ilişkinin olmazsa olmaz koşulu olduğunu ilan ediyor. Fakat eşitsizlik elçileri için kötü bir haber bu. Onlar eşitlik savunucularını bir ideale, bir ütopyaya ya da bir nostaljiye kapatarak iktidarlarını devam ettirebileceklerini düşünüyorlardı. Oysa şimdi bir fikir kendi gerçekliğinde ısrar ediyor; kapasiteler ve zekâlar arasındaki eşitlik fikri eşitsizliğin elçileri için beklenmedik bir direnç haline geliyor. Jacques Rancière’in estetik, siyaset ve tarih okumalarını kat eden bu fikrin temas ettiği her kavram şimdi soybilimsel güçlerle birleşerek başka bir düşünme ve eyleme sahasına çağırıyor bizleri. Burada bakış açısında büyük bir değişim söz konusu. Kim ve ne olduğumuza dair düşünce çabasını kim ve ne olabileceğimize bağlayan bir değişim. Egemenlerin belirlediği düşünme ve eyleme kalıplarına bir itiraz ve dahası hayatlarımıza gömülü hiyerarşik anlatıları içeriden infilak ettirme olanağını üreten bir müdahale var karşımızda. Jacques Rancière’le birlikte bu müdahalenin uzamının epistemolojiden estetiğe, siyaset teorisinden felsefe tarihi okumalarına dek genişlediğini görüyoruz. Filozof ve Yoksulları’nda zamanın ve uğraşların bölüşüm mantığını sorunsallaştıran bu müdahaleler dizisi, ezilenlerin, düşünme etkinliğinden dışlanmasına dayalı anlatıları nasıl tersine çevirebileceğimizin ipuçlarını veriyor. Ezilenler kendi yer ve zamanlarından, kendilerine biçilen rollerden çıkmaya cüret ettiklerinde meydana gelen düşünme ve eyleme kudretlerinin izleri sürülüyor. Pedagoji içerisinde oluşan bilgi hiyerarşisinin pratik olarak nasıl kırıldığını gösteren Cahil Hoca, zihinsel özgürleşmenin irade ile zekâ arasındaki ittifak üzerinden gelişebileceğini öne sürüyor. Joseph Jacotot adıyla kutsanan bir zihinsel özgürleşme pratiği içerinde eşitlik önermesinin bizlerden sökülüp alınamayan bir irade önermesi olduğu ortaya koyuluyor. Siyaset Üzerine On Tez, bir yandan arkhe mantığına dayalı her siyaset fikrinin ardındaki paradoksal öğeleri toplarken diğer yandan da bizlere yönetilemeyen ve herhangi bir yönetimin ilkesi olmayan bir demos imgesi sunuyor. Ne yönetme ne de yönetilme yetkisi bulunan, hatta söz söyleme olanağı elinden alınmış demosun her iktidar pratiğinin hatta kendi egemenliğine dayalı bir iktidarın bile altını oyma kapasitesine nasıl sahip olabildiğini tartışan Demokrasi Nefreti, bir skandalı, “demokratik skandalı” gündemine alıyor. Siyaseti, estetiği ve tarihi dik kesen kurmacaların tam da kendi sınırlarındaki işlemlerini örtbas ederek kendilerini tam ve bütün olarak sunabildiklerini işleyen Kurmacanın Kıyıları, bize bir şeyin kendi olmayanla kurduğu eşitsiz ilişkinin izlerini sürmeye davet ediyor. Bilhassa sanat rejimleri içerisinde sanat ile sanat-olmayanı ayıran sınırları bozmak için ortaya koyulan müdahalelerin tartışıldığı Görüntülerin Yazgısı ve Estetiğin Huzursuzluğu, müdahale dizilerini Jacques Rancière’in “duyulurun paylaşımı” adını verdiği işbölümü mantığının çözümlenmesine doğru ilerletiyor. Şimdi estetiğin bir ortaklık fikrine, ortak olanın geri alınmasına yönelik bir ufka açıldığını görüyoruz. Özgürleşen Seyirci ile birlikte görüntü, söz ve davranışların duyumsanabilir uzamındaki hiyerarşik düzenlemelerin sorgulanması sonucunda seyirci özgürleşmesinin imkânlarıyla karşılaşıyoruz. Bu müdahale dizileri Uyuşmazlık: Politika ve Felsefe’de mutabakat düzlemlerine aykırı duyumsanabilir uyuşmazlık pratiklerini, Tarihin Adları’nda ise şeyler ile sözcükleri birbirine bağlayan tarih anlatılarının yarattığı kısırdöngülerin ötesine uzanan bir bilgi poetikasını kat ediyor. Jacques Rancière’in düşünce ve eyleme uzamını dışarı açma çabasının bu müdahale dizileriyle güçlenerek ilerlediğini görüyoruz. Béla Tarr, Ertesi Zaman’da egemen anlatıların kurduğu lineer zaman dizilerinin dışında, hislerin yoğunlaştığı ve zamanın ufkuna açıklığın yerleştiği bir ertesi zaman kavramı buluyoruz. Ama yine de şu soru geliyor akla: Nedir tüm bu müdahaleler dizisinin anlamı ve biz bugün bunlara neden kulak verelim? Bu soruya gerçek bir yanıt verebileceğimize inanmamız için Jacques Rancière’in bizlere armağan ettiği eşitlik mefhumuna bir daha dönüyoruz burada. Her türlü simetrik işbölümü fikrinin sorgulandığı, düşünmenin ve eylemenin, tarihin kadim hiyerarşik anlatıları içerisinden çıkarılıp iradenin kudretine teslim edildiği, özgürleşme fikrinin eşitlik önermesiyle yeniden buluşturulduğu bir düşünce serüveni var karşımızda. Çünkü eşitlik bir aksiyomdur, hareket noktamızdır. Eşitliğin yaratıcı müdahalesine ihtiyacımız var. kampfplatz bu sayıda Jacques Rancière’in sunduğu müdahaleler dizisine odaklanıyor ve onun düşüncesini kavga alanında, hareket halinde anlamaya çalışıyor. Kavga alanı şimdi Jacques Rancière’in şiarıyla müdahalenin olumlayıcı anlamını keşfetmek üzere açılıyor: Bütün zekâlar eşittir.Kampfplatz bu sayıda sinema bölümünde Bong Joon-ho’nun Parazit filmini gündemine alıyor. Sert bir eşitsizlik rejiminin hüküm sürdüğü, çok yüzlü sınıfsal karşıtlıkların derinleştiği günümüz dünyasına iki aile, iki mekân ve iki sınıfın bölünmüş dünyasından bakan film, bize bölünmenin mantığına dair ilginç gözlemler sunuyor. Arka planında bir savaş güncesini taşıyan filmin detaylarında birçok ipucu gizli. Bu sayıda detaylardaki ipuçlarını izlemeyi deniyoruz.Son bir söz daha. Covid-19 pandemisi başladığından beri, gezegen, insan türü, toplum ve kapitalizm üzerine çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Ancak henüz bitmemiş bir süreç hakkında söylenen her şey güncellenmeye ihtiyaç duyuyor bir diğer yandan. Belki de düşünme ve eyleme kuvvetlerimize, düşünme ve eyleme imkânlarımıza ne oldu diye sormak gerekir bu noktada. Sinizmin her yana yayıldığını görüyoruz. Bir yandan türün sonuna ilişkin eskatolojiler diğer yandan da apolitik gelecek tahayyülleri sarıyor etrafımızı. Tüm bunlar düşünme ile eylemenin organik bağını koparırken, düşüncenin müdahale imkânlarını da gölgeliyor. kampfplatz, bu gölgelemeye karşı bir hareketin peşinde. Bu çabasını güçlendirerek, ortak bir mekân ve zamanın, hiyerarşik olmayan yeni bir anlatının izinde ilerlemeyi deniyor. Kavga alanı terk edilmiş değil. Yeryüzüne inancımızı yeniden icat edeceğimiz bir kriz anındayız. Zekâlar eşit, kavga çetin. Bu kez şu hayırlı haberi duyurup ortak olan üzerindeki tahakkümü kırmanın imkânlarını aramaya çalışıyoruz. Eşitsizlik elçileri her zaman söylem alanını kendi mülkleri gördüler, şimdi hiç konuşması beklenmeyenler eşitlik sancağı altında birleşiyor.Tanıtım MetniTanıtım Metni
Yayın Evi
Nota Bene Yayınları
Cilt Bilgisi
Ciltsiz
Ürün Tipi
Dergi
Baskı Durumu
Satışta
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Tarihi
2021
Sayfa Sayısı
168
Kitap Boyutu
16,00 x 24,00 cm
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Yayın Dili
Türkçe
AZ ÖNCE SİPARİŞ VERİLEN ÜRÜNLER
BU ÜRÜNE BAKANLARIN SEPETİNE EKLEDİKLERİ
EKSTRA İNDİRİMLİ ÜRÜNLER
SON BAKTIĞINIZ ÜRÜNLER
 
GERÇEK STOK ADETLERİ HIZLI KARGO İMKANI
ŞİMDİ SİPARİŞ VERİN %10 MÜPTELA PUAN KAZANIN!
SİPARİŞ VERİN SEPET ALTIHEDİYE FIRSATLARINI KAÇIRMAYIN
ÖDEMENİZİ KREDİ KARTI, EFT YA DA KAPIDA YAPABİLİRSİNİZ
Cem Şahin

Sivas doğumlu olan Cem Şahin, 2005 yılından bugüne yazılı ve görsel meydanın içinde yer almaktadır.

Cem Şahin’in Gölge, 129, Tamu isimli polisiye romanları ve kendi düzenlediği boyama kitabı bulunmaktadır. Ayrıca, Kitap Müptelası ve Müptela Dükkan’ın kurucusudur.

Devamı
Turan Ekinci

1967 yılında beş çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak Tokat’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimimi Tokat’ta tamamladı. Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokul eğitimlerini aldı.

Kamuda 25 yıl hizmetten sonra emekli oldu.

Devamı
Deniz Uysal

1964 yılında Ankara'da doğdu.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünden mezun oldu, otuz altı yıllık tarih öğretmenidir.

Devamı
İnanç Özgen

İnanç Özgen, 1974 yılında Elazığ'da doğdu.

Halen bir devlet üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Devamı
Abbas Turan

Abbas Turan, 1968 yılında Sivas'ın Yıldızeli İlçesi Sarıkaya Köyü'nde doğdu.

Altı yıl boyunca yatılı olarak okuyarak eğitimini tamamladı.

Devamı
Kemal Doğan

Kemal Doğan, 1970 yılında Sivas'ta dünyaya geldi Evli ve 3 çocuk babasıdır.

Sivas merkeze bağlı Kavak Köyü'ndendir.

Devamı
Dilek Olgun

Dilek Olgun, 1991 yılında Üsküdar'da doğdu. Dilek Olgun, astroloji, numareoloji alanında uzmanlığına devam etmektedir.

Devamı
Nermin Güday Kaçar

Yazar 1969 Bolu doğumludur. Duru ve Uras adlı iki torunu vardır. Emekli memurdur. Ayrıca resim çalışmaları da yapmaktadır.

Devamı
Faruk Güzel

1 Eylül 1981 Ankara Şereflikoçhisar doğumludur. Asıl mesleği muhasebeciliktir.

Devamı
Gamze Kurban

09.08.1986 Ankara doğumludur. 2004 yılında Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. 2008 yılında mezun oldu. 2009 yılından bu yana Ankara Barosu'nda serbest avukatlık yapmaktadır.

Devamı
PAYLAŞ:
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız.