Bediüzzaman ve Usul'ül-İlim
Bediüzzaman ve Usul'ül-İlim

Bediüzzaman ve Usul'ül-İlim (9786256874190)

0,00
Yazar - Marka : Bahaeddin Sağlam
Yayınevi - Tedarikçi : Gülnar Yayınları
İndirim Oranı : %15 İndirim
Fiyat : ₺330,00
İndirimli : ₺280,50
Stoklarda Bulunan Adet : 7
Barkod : 9786256874190

Gülnar Yayınları

Birincisi: Bir metinde gerçek mana budur, demenin bir belgesi, bir test edicisi olması gerekir. O belgeyi ve o test edici noktayı bize gösteren, dinin ana konularının dengesinden ortaya çıkan soyut güzelliktir. Bir metin için bu mecazdır, diyebilmek için o mecazî mananın, belagat ilminin şartları çerçevesi içinde olması gerekir. Bu iki prensip esas alınmazsa ve bunun sonucu olarak mecaz olan metinleri gerçek mana olarak dayatmak ve hakikat olan bilgileri mecaz diye görmek ve göstermek cehaletin hükümferma olmasına güç verir. Orta yolu gösterecek, ifrat ve tefriti önleyecek sadece şu dört mihenktir: 1) Dinin temel konularının mantalitesi. 2) Belagat ilmi. 3) Mantık ilmi. 4) Hikmettir (fen ilimleridir.) Bediüzzaman, Muhakemat’ın 5. Mukaddimesinde bu bilgileri bize verdikten sonra aynı kitabın Birinci Makalesinin Sekizinci Meselesinde ise: Mecaz için farklı karineler olabilir; mesela bir metnin mecaz olduğuna dair, metnin akıl yönünden muhal olması karine olabileceği gibi; metin dışından başka maddi bir delil veya sıradan bir delil veya metnin bağlamı o metnin mecaz olduğuna karine olabilir. Ayrıca Kur’an’ın başka ayetlerinde geçen bazı hakikatler de diğer ayetlerin mecaz olması için karine olabilir” diye söylüyor. Ve bazen de bazı ayet ve hadislerin mecaz olduğu kabul edildiği halde tercümede maksut mana esas alınmaz da meal esas alınır. Dolayısıyla mecaz olan o ayet ve hadislerin mucizevî güzelliği ve belagati yine kaybolur, diye dinî neşriyatın yazar ve yayıncılarını uyarıyor. İkincisi: İslam âleminde bugünkü bilimlere uygun olarak varlık ve hayat algısı oluşmuyor. Çünkü Müslüman âlimler her bir bilim dalından sadece bir parça biliyorlar. Bilimsel bir fotoğraf ortaya çıkmıyor. Dolayısıyla sağlıklı bir varlık ve hayat algısı oluşmuyor. Bediüzzaman bu içinden çıkılmaz sorunu Muhakemat kitabında şöyle tasvir etmiştir: Nasıl ki, başka âlemden bu küreye gelen tasvirci bir nakkaş farz olunsa: Hâlbuki ne insanı ve ne insanın gayrisinin (insandan başka canlıların) tam suretini (fotoğrafını) görmemiş; belki her birisinden bazı azasını görmekle insanın tasviri veyahut gördüğü eşyanın umumundan bir sureti tasvir etmek isterse; meselâ, insandan gördüğü bir el, bir ayak, bir göz, bir kulak, yarı yüz ve burun ve amame (sarık) gibi şeylerin terkibiyle bir insanın timsali yahut nazarına tesadüf eden atın kuyruğu, devenin boynunu, insanın yüzünü, aslanın başı bir hayvanın sureti yapsa; nasıl ki imtizaçsızlıkla kabil-i hayat olmadığı için şerait-ı hayat (hayat şartları) böyle ucubelere müsait değildir, diyecekler ve nakkaşı ittiham edecekler.. Şimdi bu kaide, fenlerde (bilim dallarında) aynen cereyan eder (geçerlidir.) Çaresi odur ki: Bir fenni esas tutup sair malûmatını avzen ve zenav (havuz veya havuza akan arklar) gibi yapmaktır. Yani eğer kişi bir ilmi esas alırsa; esas aldığı ilmi havuz gibi yapmalı, diğer ilimleri de o havuza akan arklar gibi etmelidir. Ve eğer kişi malumatını esas alırsa, o malumat ve bilgileri, her birisi hakikatin bir kanalı olan muhtelif ilimlerden beslenmeli. Üçüncüsü: İslam âlemi, Orta Çağın kültürel birikimini dinî birikim sanıyor; din ve varlık hakkında çağımıza uygun olarak bilim birikimini ve epistemolojisini oluşturamıyor. İşte Bediüzzaman bu sorun için de şöyle bir çözüm öneriyor: Geçmiş çağların derelerinde egemen olan garaz, düşmanlık ve üstün gelme arzusunu doğuran faktör; duygusallık, arzular ve güç idi. O zamanın insanlarını irşad için şiirsel ve duygusal hitabeler yeterli idi. Çünkü duyguları okşamak, insanların eğilimlerini etkilemek için vaiz ve hatip tarafından iddia edilen konuyu süslü ve parlak olarak göstermek. Veya gündemdeki o konuyu korkunç göstermek veya parlak tasvirlerle hayale hoş göstermek, güçlü ve açık delilin yerini tutar idi. Fakat bu çağımızda burhandan (akıl ve fenlerden) başkası insanları tatmin eden bir şey bulunmuyor. Tanıtım MetniTanıtım Metni
Yayın Evi
Gülnar Yayınları
Cilt Bilgisi
Ciltsiz
Ürün Tipi
Kitap
Baskı Durumu
Satışta
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Tarihi
Haziran 2023
Sayfa Sayısı
456
Kitap Boyutu
16,00 x 24,00 cm
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Yayın Dili
Türkçe
AZ ÖNCE SİPARİŞ VERİLEN ÜRÜNLER
BU ÜRÜNE BAKANLARIN SEPETİNE EKLEDİKLERİ
EKSTRA İNDİRİMLİ ÜRÜNLER
SON BAKTIĞINIZ ÜRÜNLER
 
GERÇEK STOK ADETLERİ HIZLI KARGO İMKANI
ŞİMDİ SİPARİŞ VERİN %10 MÜPTELA PUAN KAZANIN!
SİPARİŞ VERİN SEPET ALTIHEDİYE FIRSATLARINI KAÇIRMAYIN
ÖDEMENİZİ KREDİ KARTI, EFT YA DA KAPIDA YAPABİLİRSİNİZ
Cem Şahin

Sivas doğumlu olan Cem Şahin, 2005 yılından bugüne yazılı ve görsel meydanın içinde yer almaktadır.

Cem Şahin’in Gölge, 129, Tamu isimli polisiye romanları ve kendi düzenlediği boyama kitabı bulunmaktadır. Ayrıca, Kitap Müptelası ve Müptela Dükkan’ın kurucusudur.

Devamı
Turan Ekinci

1967 yılında beş çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak Tokat’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimimi Tokat’ta tamamladı. Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokul eğitimlerini aldı.

Kamuda 25 yıl hizmetten sonra emekli oldu.

Devamı
Deniz Uysal

1964 yılında Ankara'da doğdu.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünden mezun oldu, otuz altı yıllık tarih öğretmenidir.

Devamı
İnanç Özgen

İnanç Özgen, 1974 yılında Elazığ'da doğdu.

Halen bir devlet üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Devamı
Abbas Turan

Abbas Turan, 1968 yılında Sivas'ın Yıldızeli İlçesi Sarıkaya Köyü'nde doğdu.

Altı yıl boyunca yatılı olarak okuyarak eğitimini tamamladı.

Devamı
Kemal Doğan

Kemal Doğan, 1970 yılında Sivas'ta dünyaya geldi Evli ve 3 çocuk babasıdır.

Sivas merkeze bağlı Kavak Köyü'ndendir.

Devamı
Dilek Olgun

Dilek Olgun, 1991 yılında Üsküdar'da doğdu. Dilek Olgun, astroloji, numareoloji alanında uzmanlığına devam etmektedir.

Devamı
Nermin Güday Kaçar

Yazar 1969 Bolu doğumludur. Duru ve Uras adlı iki torunu vardır. Emekli memurdur. Ayrıca resim çalışmaları da yapmaktadır.

Devamı
Faruk Güzel

1 Eylül 1981 Ankara Şereflikoçhisar doğumludur. Asıl mesleği muhasebeciliktir.

Devamı
Gamze Kurban

09.08.1986 Ankara doğumludur. 2004 yılında Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. 2008 yılında mezun oldu. 2009 yılından bu yana Ankara Barosu'nda serbest avukatlık yapmaktadır.

Devamı
PAYLAŞ:
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız.