Modern şehirlerde hayat; insanın yıldızsız göklere, ağaçsız caddelere, biçimsiz binalara, tatsız ekmeğe, neşesiz kutlamalara ve ruhsuz zevklere alışabildiğini göstermektedir. Fakat biz, bu kabullenmenin bedelini ağır bir şekilde ödüyoruz. Doktorların bugün hem fikir olduğu en önemli konu; birçok faktörden kaynaklanabilecek bu tür stresörlerin neden olduğu hastalıklarda son yıllarda büyük artışların yaşandığıdır. Özellikle; kalp rahatsızlıkları (ani kalp krizleri), kanserler, astım, obezite, şeker hastalığı, baş ağrıları, bağırsak sorunları, Alzheimer hastalığı ve erken ölümlerin artması gibi… Son on yıl içinde küresel işgücü piyasaları, iş yerleri, çalışanlar; teknolojik yenilikler, yapay zekâ, yeşil dönüşüm, demografik dalgalanmalar, iklim değişikliği, jeo-ekonomik parçalanmalar ve özellikle Covid-19 salgını gibi dışsal şokların etkisiyle derin değişim ve dönüşümler yaşamıştır. Bu dönüşümlere uyum yapma zorunluluğu ve zorluğu bireyden başlayarak toplumun tüm kesimleri üzerinde büyük bir baskı, stres ve gerilime neden olmuştur. Robotlar -şimdi dahi her yerdeler-belki de on yıl sonra toplumsal yaşamda ve çalışma hayatımızda en yakın mesai arkadaşlarımız olacak. Çalışma hayatının tüm dinamiklerinin değişeceğini ileri sürmek sanırım büyük bir öngörü değildir. Örneğin; iş, işyeri, sendikalar, emek, ekonomik ve sosyal haklar, özgürlükler, adalet, eşitlik, ücretler, örgütlenme, katılım, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik kavramları geleceğe nasıl evrilecek? Endüstrileşme, hayatımızı değiştirmiş, refah artışına sebep olmuş ve bize birçok avantaj sağlamıştır. Doğrudur. Fakat birçok olanağa sahip olmamıza rağmen neden mutlu değiliz? Her gün çeşitli stresörlerle ve problemlerle karşı karşıya kalırken neden bunları sağlıklı bir şekilde çözüp yönetemiyoruz? Ve neden günlük hayatın koşuşturmasına kapılan, yabancılaşan, egoistleşen, özgürleştikçe güvenlik kaygısı artan, sosyal desteği ve giderek sağlığını kaybeden bireylere dönüşüyoruz? İkinci baskısını yapan bu kitap okuyucuya, bu soruların cevabı yanında hayatını çevreleyen ve çoğunlukla olumsuz olarak atfedilen özellikle çalışma hayatında stres ve tükenmişliğin anlaşılmasında ve yönetilmesinde önemli bir teorik ve pratik bir çerçeve çizerken, aynı zamanda stres ve tükenmişlikle mücadelede güncel literatür bilgileri sunmaktadır. Endüstrileşme, hayatımızı değiştirmiş, refah artışına sebep olmuş ve bize birçok avantaj sağlamıştır. Doğrudur. Fakat birçok olanağa sahip olmamıza rağmen neden mutlu değiliz? Her gün çeşitli stresörlerle ve problemlerle karşı karşıya kalırken neden bunları sağlıklı bir şekilde çözüp yönetemiyoruz? Ve neden günlük hayatın koşuşturmasına kapılan, yabancılaşan, egoistleşen, özgürleştikçe güvenlik kaygısı artan, sosyal desteği ve giderek sağlığını kaybeden bireylere dönüşüyoruz? İkinci baskısını yapan bu kitap okuyucuya, bu soruların cevabı yanında hayatını çevreleyen ve çoğunlukla olumsuz olarak atfedilen özellikle çalışma hayatında stres ve tükenmişliğin anlaşılmasında ve yönetilmesinde önemli bir teorik ve pratik bir çerçeve çizerken, aynı zamanda stres ve tükenmişlikle mücadelede güncel literatür bilgileri sunmaktadır.
Tanıtım Metni
Kitap Boyutu
16,50 x 23,50 cm